Asla Vazgeçmemek

   Bundan bir gün önce sabah gazetelere bakarken bir haber gördüm. Haberin ana kahramanı öğretim camiasına uzun yıllarını vermş bir öğretmendi. Rivayete göre bir gün ders vereceği sınıfa girmiş. Öğrencilerden birisi dışında, diğerlerini sıraların üzerinde uyuklarken bulunca emekli olma kararı verdiğini ifade ediyordu. Altındaki yorumlarda yeni neslin hep şımarık olduğu, artık büyüklerine saygısının hiç kalmadığı yazılmıştı.
  Önemli sayıda insan gibi memleketin okullarında okumuş birisi olarak bu sözlerle ilk kez karşılaşmıyorum.Okula giderken de benzer sözleri öğretmenlerimden, çevremden, yazılı ve sözlü basın organlarından duymuştum .
  Hiç unutmam lisede bir gün ; minibüsle okula geldik, giriş kapısının yanındaki duvarda edebiyat öğretmenlerimden birisinin ismi ingilizceye evrilerek, ayıp bir anlama gelecek şekilde yazılıydı. Olay birkaç hafta konuşulmuştu. Okulumuzda o zamanlar güvenlik kamera sistemi olmadığından yapan veya yapanlar tespit edilememişti.
  Kız arkadaşlarımından birisi ilimize bağlı bir ilçedeki neredeyse her erkekle çıktığını övünerek anlatıyordu. Onlardan aldığı ufak tefek hediyeleri okuldaki kızlara gösterip popülerliğinin tescili derdindeydi.
  Ortaokul ve lisede çoğu arkadaşlarım için gelecekteki meslekleri, hayatlarını nasıl kazanacakları umurlarında değildi. Aynı kıyafeti iki kere giyersem millet ne der kısmı daha çok akıllarını kurcalıyordu. Haftasonu devamlı gezmelerdeydiler. Akşam izledikleri diziler sabahları sohbet konusuydu. Erkekler için kızlar, kızlar için erkekler sohbetlerin değişmez konularıydı. Okulda neredeyse her cuma kavgalar çıkardı,  bazen kız bazen erkek kavgalarıydı. Bu saydığım kişiler saygın bir anadolu lisesinin öğrencileriydi.
  Başarılı olacak olan yine başarılı oldu. Yine kendini bir yere getirdi.
  Peki bugünün 10 yıl öncesinden farkı ne ? Basında İnsan hayatı artık değerli değil kanısı uyandırıldı. Entellektüellik hiç bu kadar ayaklar altına alınmamıştı. Eskiden kitap okuyanla 'inek' diye dalga geçilse de derinlerde bir saygı yatardı. Artık bilgili ve kültürlü olmanın hiçbir faydası olmadığı düşüncesi akıllara yerleşti. Sosyal medya ve buna ulaşımda kullanılacak araçlar gelişti,yaygınlaştı. İnsanoğlu kolaya çok rahat alıştığı için bunlara çabucak bağımlılık geliştirdi. Sosyal medya araçlarıyla insanlar arası iletişim çok kolaylaştı. Artık kimseyle yüz yüze bir kelam etmeden haftalarını geçiren insanlar türedi. 
 Günümüzde genç neslin neredeyse yarısı sınavlara hazırlanıyor. Üniversite için,master için, kamuya atanma için, büyük şirketlere girmek için, pozisyon yükseltmek için hep sınav. Entellektüalite artık değer kaybettiği için çoğu genç bilgiye de merakını kaybetti.Robot gibi sınavda eşiği aştıracak şeyleri kafasına sokma derdinde. Ya da 'Dayı' arama peşinde. Kültürsüzlük kültür olunca ; ülkede en önemli değerlerden birisi 'birilerinin tanıdığı' olmak oldu. Disiplin ortadan kalktı, miskin olmak takdire şayan özellik oldu.
  Artık okuldaki kavgalar daha ölümcül.Beşeri bilimler anlamsız, pozitif bilimler anlaşılamaz biçimde. Disiplin gerçeğinin ortadan kalkmasıyla ahlaki yapı en alt seviyede.
  Peki sonuç ne olacak ?
  Bir örnekle açıklamak gerekirse ;
  Süper güç Amerika ; 2014 itibariyle nüfusu 318 milyon kişi, %50'si açlık sınırında yaşıyor, 1 milyon evsiz insan olduğu tahmin ediliyor. Vaktiyle araştırmalar genç nüfusun %2'sinin sisteme kazandırılması durumunda, düzenin gerektiği biçimde işleyeceğini ortaya çıkardığından , daha ilk okuldan potasiyeli ve bunu gerçekleştirilecek iradesi olan çocuklar ayrılıyor. Onlar özel eğitim alıyor, hatta diğerlerinden ayrı binalarda eğitim görüyorlar. Geleceğin mühendisleri, avukatları , devlet adamları olacak şekilde sistemin kilit noktaları için yetiştiriliyor. Geri kalanlar , güzellik yarışmları, haftalık dans partileri, değişik sporlar, dizilerle meşgül ediliyor ki enerjilerini boşaltıp düzene başkaldırmasınlar. Bu çoğunluğun ders konuları da gayet basit. Öyle ki adamlar bizim orta birde öğrendiklerimizi lise ikide filan öğreniyorlar. Ve düzen böylece devam etmiş oluyor.
  Türkiye'nin 'Küçük Amerika' olduğunu savunan devlet adamlarımız mevcut.Dolayısıyla Türkiye'de de böyle bir sistem işleme konur mu, bunu zaman gösterir. Görüyoruz ki ; kitaba, eğitime, öğretime değer vermeyen insanların yaşamının devamı için bile entellektüalite şart. O yüzden okumak ve düşünmekten asla vazgeçmemeli. Kimlerin koyun olacağı değil kimlerin çoban olacağı önemli.
  
  

Yorumlar

Popüler Yayınlar